1. Anasayfa
  2. Hastalıklar

Hastalıklar

A B D E F H İ K L M N O Ö P R S T U Z

Ankilozan Spondilit

Ankilozan spondilit, etyolojisi tam olarak bilinmeyen, sakroileit ve spondilite bağlı inflamatuvar sırt-bel ağrısı, ankiloza yol açan, kronik, romatizmal bir hastalıktır. Ankilozan spondilitte en çok omurgalar, omurga kemikleri arasındaki disk kıkırdakları, eklem kapsülleri, kıkırdak yapılar ve ligamanlar (bağ dokular) etkilenir. Ayrıca kalça ve omuz eklemleriyle, iliak kanatlar, patella (diz) ve kalkaneus (topuk) öncelikli olamak üzere ligamentlerin kemiğe tutunma noktaları (entezis), apofizer ve sakroiliak eklemlerin sinovyası etkilenir. Eklemlerin yanı sıra, göz ve kalp gibi organları da etkileyebilir. Çok önemli gelişmelere rağmen nedeni hala tam olarak aydınlatılamamıştır.

Hastalığın aşamaları

Hastalık hgenellikle üç aşamada seyreder. İlk aşamada ağrı ve sertliğin olduğu yerde inflamasyon vardır. İkinci aşamada hareket kaybının başlangıcı ile birlikte ağrı ve sertliğin olduğu enflamasyon ve fibroz görülür. Üçüncü aşamada ise, enflamasyon ve ağrının genellikle omurga bölgesinde kaybolduğu, ancak omurganın etrafındaki kemik oluşumu nedeniyle hareketin kaybolduğu kemikleşme görülür.

Hastalığın etkileri o kadar şiddetli olabilir ki, meydana gelen füzyon nedeniyle etkilenen kişinin omurgası bükülmüş bir pozisyon alır (aşağıya bakar). Omurganın tüm bölgeleri dahil olabilir, ancak ankilozan spondilit hemen hemen her zaman sakroiliak eklemleri içerir. Ek olarak, kalçalar ve omuzlar gibi büyük eklemlerde etkilenebilir. Kasık ağrısı ve sertlik kalça artritinin varlığını gösterirken, omuz ağrısı omuz tutulumunun bir göstergesi olabilir. Daha az yaygın olarak, ayak bilekleri, dizler ve bilekler gibi orta eklemler etkilenir ve daha az sıklıkla küçük eklemler etkilenebilir.

Klinik bulgular

Ankilozan spondilitli hastaların çoğunda ilk yakınma, sırt-bel ağrısı ve tutukluğudur. Bu yakınmanın özelliği, yavaş yavaş başlayıp giderek artması, en az üç ay boyunca devam etmesi, tutukluğun sabah veya istirahat sonrasında daha fazla olmaması ve yakınmaların egzersiz ve hareketle azalmasıdır. Ağrı bazen sırt ve belde bazen de siyatalji ile karışacak şekilde uyluğun arka yüzünde hissedilebilir. Ağrı başlangıçta tek taraflı olabilir ve genellikle daha sonra iki tarafta da hissedilir.

Ankilozan spondilit olan kişiler belirli göz dokularına karşı bir bağışıklık atağının neden olduğu üveit veya iritis denilen bir durum ile göz tutulumu olabilir. Bu ağrıya neden olabilir, görme güçlüğü, fotofobi ve kızarıklığa neden olabilir. Genellikle bir seferde sadece bir göz etkilenir ve tedavi olmadan 1-2 hafta sürdükten sonra iyileşir.

Ankilozan spondilitli bir kişinin akciğerlerin üst kısımlarında skar dokusu veya fibroz gelişebilir. Aort kalp kapakçığı ile ilgili sorunlara yol açabilir. Böbrek iltihabı da nadir görülür ve protein sızıntısına neden olabilir. Crohn hastalığı veya ülseratif kolit gibi inflamatuar bağırsak hastalığı olan kişilerin ankilozan spondilit geliştirme olasılığı daha yüksektir. Bu ilişkinin nedeni belirsizdir, ancak bağırsak iltihabından bakteriyel sızıntı ile ilişkili olabilir.

Tanı

Hastalığın hikayesi ve muayene bulguları muayene eden hekime ankilozan spondilit düşündürebilir. Erken tanı için özellikle omurga ve sakroiliak eklemleri kapsayan ayrıntılı bir fizik muayene yapılmalıdır. Erken dönemde tipik bulguları gözlemek zor olmakla birlikte, bel omurgasındaki hareket kısıtlılığını ve sakroileiti belirlemek olasıdır. Kan tetkikleri ve laboratuvar bulguları tanıyı destekleyebilir. Radyolojik görüntüleme olarak özellikle omurga ve sakroiliak eklemlerdeki değişikliklere rastlanmaktadır.

Tedavi

Ankilozan spondilit tedavisinin temel amacı remisyon yani hastalık bulgularının hafifletilmesi, hastalığın ilerleyişinin yavaşlatılmasıdır. Eklemlerde enflamasyonun baskılanması, eklem hasarının engellenmesi ya da olabildiğince azaltılması hedeflenmelidir. Hastalık bulgularının ilerlemesini kontrol edebilmek açısından tedavinin olabildiğince erken başlatılması çok önemlidir.

Ankilozan spondilit tanısı konduktan sonra hastalarda hekimin kararına göre ilaç tedavisi başlatılır. Yeti yitimi riski çok yüksek, günlük yaşam aktivitelerini büyük ölçüde bozan ve bu nedenle de ilaç tedavisi ile birlikte tüm rehabilitasyon yöntemlerinin mutlaka kombine yürütülmesi zorunlu bir hastalıktır. Hasta, ilaç tedavisine destek olarak, yapılan fizik tedavinin ve yapılan egzersizlerin omurga hareketliliği ve ağrı üzerine olumlu etkileri bilinmektedir. Ankilozan spondilitli bir kişinin evde düzenli bir germe programına sahip olması önemlidir. Sabahları sıcak bir duş, bir kişinin hareket etmesine yardımcı olabilir ve daha etkili bir şekilde gerilmesine izin verebilir.

Hastalık eğer hastanın günlük yaşam aktivitelerini ileri derecede bozacak derecede ağır deformitelere neden oluyorsa, eklemler, kemikler ya da yumuşak dokular için cerrahi tedaviler uygulanabilir. Özellikle omurga cerrahisindeki ilerlemeler ile, ileri derecede kifoza gitmiş, öne eğilmiş hastalarda hem vücudun dikleşmesini sağlamak hem de akciğer kapasitesini arttırmak amacıyla cerrahi girişimler yapılmaktadır.

Bütünsel tedaviler

Ankilozan spondilit tanısı konduktan sonra hastayı bir ekibin ele alması pek çok zaman tedavi başarısını arttırır. Romatolojik tedavi ve fizik tedavi, manuel terapi ya da algolojik yöntemler ve ağrı girişimleri hastalığın asıl tedavi algoritmasını oluşturur. Bu hastalarda solunum egzersizleri ve solunum fizyoterapisi çok önemlidir. Çok ilerlemiş hastalarda cerrahi yapılsa dahi egzersiz tedavisi, fizyoterapi, romatolojik tedavi ve solunum fizyoterapisinin devam etmesi çok önemlidir. Bu uzun süreli tedavinin bir ekip tarafından sürdürülmesi ve günlük aktivitelerinin de düzenlenmesi gerekmektedir.

1
Merhabalar, size nasıl yardımcı olabiliriz ?